Yazıcıoğlu Mehmed (Muhammed), kardeşi Ahmed Bîcan’ın teşvikiyle Arapça kaleme aldığı Meġāribü’z-zamân li-ġurûbi’l-eşyâʾ fi’l-ʿayn ve’l-ʿıyân adlı eserini Türkçe’ye çevirmesini ondan istemiş, Ahmed Bîcan’ın bu eserden hareketle Envârü’l-âşıkīn’ı ortaya koymasından bir müddet sonra bu defa kendisi, Meġāribü’z-zamân’ın özellikle Hz. Peygamber ve ashabıyla ilgili kısımlarını Türkçe olarak yeniden yazmış ve eserine Kitâbü Muhammediyye fî na‘ti seyyidi’l-âlemîn habîbillâhi’l-a‘zam Ebi’l-Kāsım Muhammedini’l-Mustafâ adını vermiştir. Müellif Resûl-i Ekrem’in diliyle aktardığı, “Yenile mevlidim çıksın cihâna / Eğerçi söylenir dehren-fe-dehrâ” beytiyle, na‘t diye nitelendirdiği eserinin aynı zamanda mevlid özelliği taşıdığına işaret etmektedir. Mevlidlerde yer alan bütün bölümleri içeren ve dinî törenlerde mevlid gibi okunduğu bilinen eser siyer-mevlidler arasına girecek dinî-destanî bir muhteva taşımaktadır. Yazıcıoğlu, çilehânesinde zikir ve ibadetle meşgul olduğu sırada bazı yakınlarının kendisinden Hz. Peygamber hakkında bir kitap kaleme almasını istediklerini, daha önce birçok siyer ve mevlidin yazılmış olduğunu söyleyerek bu teklifi kabul etmediğini, ancak rüyasında Resûlullah’ı görüp ondan, “İçir hikmet şarâbın ümmetime / Sözümü söyle halka âşikârâ” emrini alınca eseri yazmaya başladığını belirtir. Muhammediyye 853 Cemâziyelâhirinde (Ağustos 1449) Gelibolu’da tamamlanmıştır.
Kitap