Değerli Koleksiyonerlerimizin Beğenisine Sunduğumuz Farklı Temalarda Belge, Kitap, Mecmua, Efemera ve Objeleri Bir Araya Getirerek Hazırladığımız “Tatavla Müzayedemiz” Yayına Girmiştir. Listemizde Yer Alan Afiş, Poster, Kartpostal, Fotokart, Tematik Fotoğraf ve Objelerin Dikkatinizi Çekeceği Kanaatindeyiz. Her Ay Düzenli Olarak Oldukça Farklı Başlıklar Altında Yayına Hazırlayacağımız “Tatavla Müzayedesiyle”, Sizleri Merakla Bekleyeceğiniz Seçkin Ürünlerle Buluşturmayı Amaçlamaktayız. Şimdiden Keyifle İnceleyeceğiniz, Heyecanla Takip Edeceğiniz Bir Müzayede Dileriz.
Tatavla Efemera Müzayedemize 06 Ağustos 2023 saat: 22:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 22:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır.
Her lot için bekleme süresi : 10 Saniyedir.
Adil bekleme süresi : 10 Saniyedir.
Kitap, Dergi ve Diğer Süreli Yayınlar hariç tüm ürünlerde, ürün ve komisyon bedeline %18 KDV eklenecektir. Komisyon Oranı: %20 "ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR."
Süreli Yayın, Teks "Küçük Büyük Herkesin Mecmuası" , No. 307, 200 Krş
Süreli Yayın, Teks "Küçük Büyük Herkesin Mecmuası" , No. 305, 200 Krş
Müzik Tarihi, Şarkıcı Mustafa Sağyaşar, 18x12 cm
Mustafa Sağyaşar, müziğe profesyonel olarak 1951 yılında Ankara Radyosu'nda başladı[1]. Bugüne kadar 125 küçük 45'lik plak, 10 taş plak, 10 uzun çalar yaptı. 400'ü aşkın parça yorumlamış olup TRT repertuvarında iki de bestesi bulunmaktadır. Ali Şenozan ve Abdurrahman Yağdıran müzisyenlerle ortak çalışmalar da yapmıştır. Ayşe, Cemil ve Kerem adlarında üç çocuk sahibidir. Müzik hayatına aralıksız devam eden Mustafa Sağyaşar, hâlen Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin Türk Sanat Müziği Bölüm Başkanlığını, Kız Kulesi TSM Korosu ve İstanbul Tapu Kadastrolular TSM Korosu şefliğini yürüterek hizmete devam etmektedir. TRT Nağme radyosunda her Cuma saat 20:00'de "Mustafa Sağyaşar Sizlerle" programını sürdürmektedir. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır.
Sosyal Tarih, Cumhuriyet Devri Hanım Tenezzüh Hatırası, Arkası Osmanlıca: 25/12/1931, Kardeşim Zeliha'ya, Eğirdir Hatırası...
Filateli, Postadan Geçmiş Atina Görselli Kartpostal, Celal Tahir Beyden Hamdi Beye, 1930, Haliyle
Sağlık, İçel Verem Savaş Derneğine Ait Tüzük, Yerel Matbaa Neşriyatı, 8 Sayfa
Mimari Tarih, Elmalı Verem Savaş Derneği Başkanlığı Antetli Döküman ve Şubeye Ait Ekte 2 Adet Fotoğraf, 1973
Mm
Dernekçilik, Erzurum Verem Savaş Derneği Antetli, Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği Anket Listesi Başlıklı Cevap Dökümanu, "Erzurum Vilayeti Hakkında Nüfus, Dippanser Sayısı, İşbirliği ve Propaganda" Konulu
Edebiyat Tarihi, Ankara Sanat Antetli Postadan Geçmiş Zarf ve Antetli Döküman Üzeri Şair Sevgi Balın'a Gönderilmiş, Matbu, Islak İmzalı Mektup, İmza Nüzhet İslimyeli
1913 Yılında Mudanya'da doğan Nüzhet İslimyeli'nin ilkokulda karikatürist ve ressam Cemal Nadir Güler, ortaokul ve lisede Mehmet Ali Laga ve Celal Esat Arseven’den dersler aldı. Harp okulu öğrencisi iken İbrahim Çallı atölyesine devam etti. Çeşitli sanat topluluklarının üyesi olan sanatçı, 1970 yılında Celal Esat Arseven, Malik Aksel, Numan Kemal Pura, Ferit Apa, Cafer Bater, Cemal Güvenç ve Hikmet Duruer ile beraber "Suluboya Ressamlar grubunu" kurdu. Türkiye'de ilk suluboya topluluğu olan grubun organizatörlüğünü üstlenerek bu alandaki çalışmalarını yaşamının sonuna kadar sürdürdü. İslimyeli ayrıca 1966 yılında ayda bir yayınlanan "Ankara Sanat" dergisini kurdu ve dergiyi 20 yıl boyunca kesintisiz yayınlamayı sürdürdü. Bu arada yeni yetişen sanatçılar arasında ödüllü yarışmalar düzenledi, genç sanatçıları teşvik etti, çeşitli kitap ve ansiklopediler yayınladı. Ressam ve yazar olarak aktif rol üstlenen Nüzhet İslimyeli, Sanat çalışmalarını karikatür ve heykel alanlarına da taşıdı. 1951 yılında ülkemizde ilk kez düzenlenen Ulus Gazetesi Karikatür Yarışması’nda birincilik ödülü aldı. 1971-1978 yılları arasında Kültür Bakanlığı Danışma Kurulu üyeliği görevinde bulunan İslimyeli yurt içi ve yurt dışı birçok organizasyonda da seçici kurul üyesi olarak görev yaptı. İslimyeli yaşamının son günlerine kadar atölyesinde pek çok öğrencisinin yetişmesine katkıda bulundu, özellikle suluboya tekniğinin sevilmesi ve yaygınlaşmasında büyük rol oynadı. Nüzhet İslimyeli'nin yurt içinde çeşitli müzelerde, resmî ve yarı resmî kuruluşlarda ve özel koleksiyonlarda resimleri bulunduğu gibi eserleri; Paris Institutd Etudes Françaises, Avusturya Insburg ve Bregenz kent müzeleri başta olmak üzere Almanya, Kanada, ABD'deki özel koleksiyonlarda da yerini almış, uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Çeşitli ödülleri bulunan İslimyeli'nin sanatı ve yayınladığı "Ankara Sanat" dergisi üzerine yapılmış yüksek lisans tezleri bulunmaktadır. Sanatçı, 2005 yılında vefat etmiştir.
Osmanlıca, Şerhiyle Beraber Ramazan-ı Şerif Duası, Dersaadet, Hulusi Efendi Matbaası, 1338, 16 s.
Osmanlıca, Hediyyetü'l-Âşıkîn, Şeyh Abdurrahman Sami, Dersaadet, Necm-i İstikbal Matbaası, 1330, 1-36 Sayfa
Cilt sırtı haliyle, muhteva temiz. Abdurrahman Sâmî Efendi, Manisa’da 12 Rebiülevvel 1296 (6 Mart 1879) tarihinde doğdu. Babası Muhammed Âsım Efendi, müderris ve mutasavvıftı. Annesinin adı bilinmemekle birlikte, soyunun Hz. Zeynep’e ulaştığı bilinmektedir. Kendisine Abdurrahman ismini Manisa’da yaşayan bir Mevlevî dervişi olan Çöplü Dede vermiştir (Akkuş, Yılmaz 2006: 498-499; İnal 1999: 2120; Derin 1993: 20). Abdurrahman Sâmî’nin öğrenim hayatı Manisa’da babasından aldığı derslerle başlar. Daha sonra ileri tahsil için İstanbul’a gelir ve Fatih Çifteayak Bahr-i Sefid Medresesinde Hüseyin Necmeddin Pürzetî Efendi’den ilim icazetini alır. Bu eğitim esnasında Arapça ve Farsçayı bu dillerde şiir yazabilecek seviyede öğrenir. Fransızcayı da bildiği kaydedilmektedir (Akkuş, Yılmaz 2006: 499; İnal 1999: 2120-2121; Eren 1992: 137; Derin 1993: 21-22). İki defa evlenmiş olan Sâmî Efendi’nin ilk eşinin adı bilinmemektedir. İkinci eşinin adı ise Fahşine Hanım’dır. Muhyiddin isimli tek çocuğu İzmir’de bir trafik kazasında vefat ettiğinden bugün soyundan gelen kimse mevcut değildir (Kaya 2016: 14; Derin 1993: 22). Zühdi hayata eğilimli olan Sâmî Efendi’nin ilk olarak Nakşibendi şeyhi Ebubekir Edirnevî’ye bağlandığı kaynaklar tarafından belirtiliyorsa da bu konuda ayrıntı verilmemektedir. Anlaşılan bu intisaptan yeteri kadar tatmin olmayan Sâmî Efendi, gördüğü bir rüya üzerine Çanakkale’ye gider ve burada Uşşakî şeyhi Ahmed Şücaeddîn Baba’ya bağlanır. Dört yıllık bir hizmetin sonucunda kendisine hilafet verilir ve İstanbul’da Yahya Kethüda Dergâhı’na şeyh olarak atanır (Akkuş, Yılmaz 2006: 499; Eren 1992: 137-138). Uşşâkî silsilesi şu şekildedir: (Önceki kısım bilinen Uşşâkî silsilesidir.) Abdullah Salâhaddin Uşşakî, Muhammed Zühdî-i Nazillivî, Ali Galib Vasfî, Muhammed Tevfikî, Ömer Hulûsî, Hüseyin Hakkı Kasabavî, Ahmed Tâlib İrşâdî, Ahmed Şücâeddîn. Abdurrahman Sâmî Efendi, esasen Uşşâkî olmasına rağmen başka tarikatlardan da hilafet sahibi olmuştur. Bu tarikatlar: Nakşibendiyye’nin Muhammed Cân Kolu, Nakşibendiyye’nin Behcetiyye Kolu, Kâdiriyye’nin Karîbullâh Kolu, Kâdiriyye’nin Muhyiddîn Arabî Kolu, Sadiyye, Halvetiyye’nin Şabaniyye Kolu, Rifâiyye, Bedeviyye, Gülşeniyye, Şazeliyye, Düsûkiyye, Mevleviyye (Akkuş, Yılmaz 2006: 499-500). Böylece Uşşâkî şeyhleri içinde Abdullah Salâhaddîn Uşşâkî’den sonra çok sayıda tarikatı kendinde birleştiren ikinci şahıs olmuştur. Menemen Olayı’nın ardından tekke faaliyeti sürdürenlerin kovuşturulmaları bağlamında, Abdurrahman Sâmî de tutuklanmış ve 26 Şubat 1931 tarihli bir mahkeme kararı ile altı ay hapis cezası almıştır (Kurtoğlu 2000: 195). 31 Temmuz 1934’te İstanbul’da vefat etmiş ve Edirnekapısı kabristanına defnolunmuştur.
Osmanlıca, Mirat-ı Eyyam, Şeyh Abdurrahman Sami, Dersaadet, Mahmudbey Matbaası, 1337, 30 s.
Cilt sırtı haliyle, muhteva temiz. Abdurrahman Sâmî Efendi, Manisa’da 12 Rebiülevvel 1296 (6 Mart 1879) tarihinde doğdu. Babası Muhammed Âsım Efendi, müderris ve mutasavvıftı. Annesinin adı bilinmemekle birlikte, soyunun Hz. Zeynep’e ulaştığı bilinmektedir. Kendisine Abdurrahman ismini Manisa’da yaşayan bir Mevlevî dervişi olan Çöplü Dede vermiştir (Akkuş, Yılmaz 2006: 498-499; İnal 1999: 2120; Derin 1993: 20). Abdurrahman Sâmî’nin öğrenim hayatı Manisa’da babasından aldığı derslerle başlar. Daha sonra ileri tahsil için İstanbul’a gelir ve Fatih Çifteayak Bahr-i Sefid Medresesinde Hüseyin Necmeddin Pürzetî Efendi’den ilim icazetini alır. Bu eğitim esnasında Arapça ve Farsçayı bu dillerde şiir yazabilecek seviyede öğrenir. Fransızcayı da bildiği kaydedilmektedir (Akkuş, Yılmaz 2006: 499; İnal 1999: 2120-2121; Eren 1992: 137; Derin 1993: 21-22). İki defa evlenmiş olan Sâmî Efendi’nin ilk eşinin adı bilinmemektedir. İkinci eşinin adı ise Fahşine Hanım’dır. Muhyiddin isimli tek çocuğu İzmir’de bir trafik kazasında vefat ettiğinden bugün soyundan gelen kimse mevcut değildir (Kaya 2016: 14; Derin 1993: 22). Zühdi hayata eğilimli olan Sâmî Efendi’nin ilk olarak Nakşibendi şeyhi Ebubekir Edirnevî’ye bağlandığı kaynaklar tarafından belirtiliyorsa da bu konuda ayrıntı verilmemektedir. Anlaşılan bu intisaptan yeteri kadar tatmin olmayan Sâmî Efendi, gördüğü bir rüya üzerine Çanakkale’ye gider ve burada Uşşakî şeyhi Ahmed Şücaeddîn Baba’ya bağlanır. Dört yıllık bir hizmetin sonucunda kendisine hilafet verilir ve İstanbul’da Yahya Kethüda Dergâhı’na şeyh olarak atanır (Akkuş, Yılmaz 2006: 499; Eren 1992: 137-138). Uşşâkî silsilesi şu şekildedir: (Önceki kısım bilinen Uşşâkî silsilesidir.) Abdullah Salâhaddin Uşşakî, Muhammed Zühdî-i Nazillivî, Ali Galib Vasfî, Muhammed Tevfikî, Ömer Hulûsî, Hüseyin Hakkı Kasabavî, Ahmed Tâlib İrşâdî, Ahmed Şücâeddîn. Abdurrahman Sâmî Efendi, esasen Uşşâkî olmasına rağmen başka tarikatlardan da hilafet sahibi olmuştur. Bu tarikatlar: Nakşibendiyye’nin Muhammed Cân Kolu, Nakşibendiyye’nin Behcetiyye Kolu, Kâdiriyye’nin Karîbullâh Kolu, Kâdiriyye’nin Muhyiddîn Arabî Kolu, Sadiyye, Halvetiyye’nin Şabaniyye Kolu, Rifâiyye, Bedeviyye, Gülşeniyye, Şazeliyye, Düsûkiyye, Mevleviyye (Akkuş, Yılmaz 2006: 499-500). Böylece Uşşâkî şeyhleri içinde Abdullah Salâhaddîn Uşşâkî’den sonra çok sayıda tarikatı kendinde birleştiren ikinci şahıs olmuştur. Menemen Olayı’nın ardından tekke faaliyeti sürdürenlerin kovuşturulmaları bağlamında, Abdurrahman Sâmî de tutuklanmış ve 26 Şubat 1931 tarihli bir mahkeme kararı ile altı ay hapis cezası almıştır (Kurtoğlu 2000: 195). 31 Temmuz 1934’te İstanbul’da vefat etmiş ve Edirnekapısı kabristanına defnolunmuştur.
Osmanlıca, İkinci Ordu-ı Hümayun, Erkan-ı Harbiye Dairesi, 1. Şube, 1322 Senesi Manevra Muhtırası, Edirne Matbaa-ı Askeri, 1-80 s.
Osmanlıca, Serencam, İstanbul, 1314 / 1896, Hacı Hüseyinefendi Matbaası, 15 s. Taş Baskı
Haliyle
Maarif Hayatı, 1983 Tarihli Öğrenci Belgesi ve 1978 Tarihli İndirimli Yolculuk Kartı, Dr. Zülfü Sami Özgen Antetli Kartvizit
Kitap, Bir Açlık Sanatçısı Frankz Kafka, Aperatif Kitap, İstanbul, 2021, 67 s.
Franz Kafka, 1883, Prag - 1924, Almanca konuşan Bohemyalı roman ve hikâye yazarı. 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Gerçekçilik unsurlarını ve fantastik unsurları birleştiren eserleri tipik olarak tuhaf veya sürrealist önyargılarla ve anlaşılmaz sosyal-bürokratik güçlerle karşı karşıya kalan izole kahramanlara sahiptir ve yabancılaşma, varoluşsal kaygı, suçluluk ve saçmalık temalarını keşfetme olarak yorumlanmıştır.
Basın Tarihi, Maarif Hayatı, İstanbul Yüzme İhtisa Kulübü Kimlik Kartı - Türk Basın Birliği Kimlik Kartı - Türk Amerikan Üniversiteliler Derneği Üye Kartları, 4 Adet Lot
Sosyolog Sıdıka Külürbaşı'na Ait 3 Adet Dernek/Faaliyet Hüviyeti lotta yer almaktadır.
Kültür Tarihi, Fransızcada En Çok Kullanılan "Gallicisme"ler ve Anlatımları / Les Gallicismes Les Plus Usuels, A. Mazhar Özevren, 1939, 141 s.
İstanbul Halk Basımevi, İstanbul, 1939, 141 s.; Les Gallicismes Les Plus Usuels, Fransızcada en çok kullanılan “gallicisme” ler ve anlatımlarını konu alan seçkin bir eserdi. 1939 yılında Kabataş Erkek Lisesi Fransızca Öğretmeni A. Mazhar Özevren tarafından kaleme alınan bu eser, 40′lı yıllarda ülke orta öğretiminde çok kullanıldı ve haklı bir ün kazandı. Gallicisme, başlangıçta Fransızca'da kullanılan bir ifadenin, başka bir dilde kullanıldığında hala Fransızca bir ifade gibi durmasıdır. Bir çeşit dil yanlışı veya yabancı bir dilin etkisi altında kalan bir ifadedir. Genellikle Fransızca'da yaygın olan bir deyim, kelime veya dil yapısı, başka bir dilde doğru veya uygun bir şekilde kullanılmadığında bir gallicisme olarak kabul edilir. Gallicismeler, Fransızca konuşan ülkelerde veya Fransızca ile etkileşim içinde olan diğer ülkelerde yaygın olarak görülebilir. İngilizce, Almanca, İspanyolca ve diğer birçok dilde gallicismeler bulunabilir. Örnek olarak, "savoir-faire" ifadesi Fransızca'da "beceriklilik" anlamına gelirken, İngilizce'de veya diğer dillerde aynı şekilde kullanıldığında hala Fransızca bir ifade gibi durur. Benzer şekilde, "déjà vu" ifadesi, Fransızca'da "daha önce görüldü" anlamına gelirken, İngilizce'de veya diğer dillerde kullanıldığında hala Fransızca bir ifade olarak kabul edilir. Gallicismeler, dilin doğal gelişimi ve etkileşimi sonucunda ortaya çıkar. Bunlar, dilbilgisi yapısı, kelime kullanımı veya deyimler gibi farklı şekillerde kendini gösterebilir.
Türkiye Hahambaşılığı 1992-1993, Yahudi Takvimine Göre 5753. Yıl Cep Takvimi, 15x8 cm
İbrani takvimi veya Yahudi takvimi (İbranice: הַלּוּחַ הָעִבְרִי, romanize: ha-luah ha-ivri), günümüzde ağırlıklı olarak Yahudi dini mekânlarında kullanılan bir lunisolar takvimidir. Yahudi bayramlarının tarihlerini ve Tora bölümlerini, yahrzeitleri (bir akrabanın ölümünü anma tarihleri) ve günlük Mezmur okumalarını, birçok tören kullanımı arasında uygun şekilde okur. İsrail'de yalnızca dini amaçlar için kullanılır, resmî olarak kullanılmaz. Bilinen ilk İbrani takvimi, Kral Süleyman döneminde düzenlenen Gezer takvimidir. On iki kamerî esaslı aydan oluşur. Tarımsal faaliyetin planlanmasını amacıyla düzenlenmiş olan takvim, kamerî temele sahip olmakla birlikte, sonradan Güneş esaslı takvime dönüştürüldü. İsrailoğulları ise, Bâbil takvim düzeninden hareketle yarattıkları ve karmaşık yapıya sahip olan bir düzeni kullanmıştır.Takvimin MÖ 10. yüzyıldan kalma bir örneği İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunmaktadır.
Tıp Tarihi, Türkiye Ulusal Verem Savaşı Derneği Kartpostal, "Veremlinin Öksürüğü Mikrop Taşır Sakınınız!'' Sloganlı Oynar Hareketli Gözlü Karakter, 13x8,5 cm
Tıp Tarihi, Türkiye Ulusal Verem Savaşı Derneği Kartpostal, "Kendinizi Öptürmeyiniz" Sloganlı, Oynar, Hareketli Gözlü Karakter, 13x8,5 cm
Tıp Tarihi, Türkiye Ulusal Verem Savaşı Derneği Kartpostal, "Yerlere Tükürmeyiniz ve Tükürtmeyiniz" Sloganlı, Oynar, Hareketli Gözlü Karakter, 13x8,5 cm
Tıp Tarihi, Türkiye Ulusal Verem Savaşı Derneği Kartpostal, "Erken Teşhis, Verem Savaşı Dispanseri Hastalığı Bulur Yokeder" Sloganlı, Oynar, Hareketli Gözlü Karakter, 13x8,5 cm
Tıp Tarihi, Türkiye Ulusal Verem Savaşı Derneği Kartpostal, "Veremden Korunmak İçin BCG " Sloganlı, Oynar, Hareketli Gözlü Karakter, 13x8,5 cm
Tıp Tarihi, Türkiye Ulusal Verem Savaşı Derneği Kartpostal, "Temizlikte Toz Kaldırmayın!" Sloganlı, Oynar, Hareketli Gözlü Karakter, 13x8,5 cm
Resim Sanatı, Sulu Boya, Sanatçı İmzalı, Pastoral, İbrahim 85 İmzalı, 12x17 cm
Kitap, Bektaşi Nükteleri, Münir Süleyman Çapan, 1970, Aziz Bozkurt ve Ort. Matbaası, İstanbul, 48 s.
Kültür Tarihi, 2 Adet Türk Kilimler, Tasvirli Kartpostal, Haliyle
Biri Postadan Geçmiş
Kitap, Eyyubiler Dönem Döneminde İslâm Sanatı, Mısır Kültür ve İrşad Bakanlığı 1963 Baskısı, İçerisinde Resimler Bulunmaktadır, Arapça, Dönem Reklamlı, 125 Sayfa
Osmanlıca ve Latinize Kayıtlarla Tutulmuş, Cep Defteri İçinde, Yurtiçi ve Yurtdışındaki Kişilere Ait Adres, Telefon İrtibat Bilgileri, Tamamı Dolu Halde
Siyasi Tarih, Studio Amir - Elli Kassis Antetli Zarf İçinde, Türk ve Yabancı Heyetlerin Karşılıklı Görüşmeleri ve Toplantılarından Kareler, 7 Adet, 17x11 cm
Davetiye, 1972 Tarihli, Fransızca Davetiye, Pierre Lyautey - Fransız Edebiyatçılar Derneği Onursal Başkanı Matbu İmzalı
Sosyal Tarih, Aydabir Mecmuası, Sayı: 12, Haziran 1953, Arka Kapak: Elizabeth Taylor
Haliyle
Ulaşım Tarihi, 1970'li Yıllar Motoruyla Bey Hatıra, Öcal Fotoğraf Stüdyosu - Kilis Kaşeli
14x9 cm
Eğitim Tarihi, 1957 Yılı İzci Çocuk Hatıra, Foto Güven - Akşehir Kaşeli
14x9 cm
Ulaşım Tarihi, Vapur İskelesinde Hatıra, Photo M/V Karadeniz - Yılmaz Aytekin Kaşeli, 12x17 cm
Albümden çıkma.